14. YÜZYIL AVRUPA’SINDA KARA VEBA

Ellerinizi, bulaşıklarınızı ve kıyafetlerinizi mutlaka sirkeyle yıkayın. Birlikte dolaşmayın. Beş on kişi bir araya gelerek kalabalıklar oluşturmayın. Pazarları terk edin. Paraları bırakın. Toplu halde ibadet etmeyin. Salgından korkmayın, hastalıktan sakının, hastalarınızı terk etmeyin. Evinizde oturun ve neşeli olun. Hastalık neşeden kaçar.”

Hekimlerin Piri İbn-i Sina (980-1037)

 

Bugünlerde dünya ve ülkemiz, grip kökenli Koronavirüs kaynaklı COVID-19 Pandemisiyle mücadele ediyor. Aslında bu salgın, dünyamız için ne bir ilk ne de son olacak. Zira gerek hayvan yaşamını gerekse insan hayatını etkileyen salgınlar, yeryüzünde canlı varlığı olduğu sürece farklı isimler altında var olmaya devam edecek bir olgu olarak değerlendirilmektedir.

Salgın hastalıklar tarihinde vebanın 50 bin yıl, sıtma ve çiçek hastalığının 55 bin yıl, cüzzamın 100 bin yıl, veremin ise 3 milyon yıllık bir geçmişi olduğu belirtiliyor. İlk defa grip adıyla tespit edilen salgın ise 1173’te İtalya ve Fransa’yı etkileyen epidemidir. 1580 yılında yaşanan grip salgını ise ilk grip pandemisi olarak kabul edilir. Bu salgın Asya’da ortaya çıkmış Afrika, Avrupa ve Amerika’ya kadar ulaşmıştır.

Yakın tarihe bakıldığında 1918 İspanyol Gribi, 1957 Asya Gribi, 1968 Hong Kong Gribi, 2003 SARS, 2009 Domuz Gribi, 2015 MERS ve 2019 yılının son aylarında ortaya çıkıp bütün dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemileri Koronavirüs kaynaklı griplerdir.

Tarihin seyri içerisinde veba, çiçek hastalığı ve grip gibi yaşanan her salgın, insanın yaşayışında ve insanlık tarihinde derin izler bırakmış; dini, kültürel, toplumsal, siyasi ve iktisadi birçok değişimi de beraberinde getirmiştir. Salgınlar kimi zaman merkezi yönetimlerin güçlenmesini sağlamış kimi zaman da Avrupa’da olduğu gibi reformist hareketleri hızlandırıp düşünce alanında değişimlere yol açmıştır.

Bu yazımızda da 1300’lü yılların başından itibaren dünyayı, özellikle de Avrupa’yı kasıp kavuran Kara Ölüm veya Büyük Veba adıyla anılan Kara Veba konusuna değineceğiz.

Kara Veba’nın ortaya çıktığı dönemdeki siyasi duruma bakıldığında İtalya’da papalık ile Germen kökenli Roma İmparatorluğu arasında papalığın kontrolü için sürekli bir mücadele vardır.

Yine Venedik ve Ceneviz arasında ticari anlaşmazlıklar süregiderken İspanya, Almanya, İskoçya, Burgonya Dükalığı ve Britanya`da savaş hakimdir. En büyük anlaşmazlık İngiltere ve Fransa arasındadır. Yüzyıl Savaşları denilen bu mücadele 1337`de başlamış ve ancak 1453`te sona ermiştir.

Pınar Ülgen, Ortaçağ Avrupa’sının Ölümle Dansı eserinde 14. yüzyıl bir felaket alanıydı, Avrupa için der. Ona göre bunların bazılarını yukarıda özetlenen siyasi karışıklıklar oluştururken kalan kısmını da Avrupa’yı gerçek bir Karanlık Çağ içine göndermek için yeterli olan Büyük Kıtlık ve Kara Veba oluşturmaktadır.

Avrupa’nın Kıtlıkla İmtihanı

Dünyada iklim değişikliklerinin yaşandığı bu yüzyılda özellikle sıcaklıkların düşmesiyle Avrupa’da 1315-1322 tarihleri arasında Büyük Kıtlık yaşanmıştır. Yüzyılın sonuna kadar yer yer devam eden bu kıtlıklar nedeniyle 1300’lü yıllarda doğan her çocuğun 30-35 yıllık ömrü boyunca en az 2 defa tarım kriziyle karşı karşıya kalması söz konusudur.

“7 Yıllık Kıtlık” olarak adlandırılan bu dönemde aşırı derecede yağmurlu ve serin geçen yazlar kıtlığa zemin hazırlamıştır. Öyle ki bir rivayete göre Avrupa’ya 150 gün boyunca aralıksız yağmur yağmıştır. Ekim yapamayan halk da ağaç kabuğu ve kuş gübresiyle hayatta kalmaya çalışmıştır.

Kıtlıkla beraber hastalıkların ve savaşların başgöstermesi kaçınılmazdı elbette. Büyük Kıtlık sonucunda Avrupa nüfusunun %10’u açlıktan ölmüş, suç oranları ve ayaklanmalar artmış, şehirlerdeki tüccarlar sermayelerini kaybetmeye başlamış, üretim sistemi çökme noktasına gelmiş ve sosyal sistemin kriz içerisinde olduğu bir yüzyıl ortaya çıkmıştır.

Kara Veba’nın Yayılışı

Bu yüzyılda kıtlıkla beraber salgın hastalıklar, Avrupa’nın yakasını bırakmamıştır. Kara Veba adıyla anılan salgınlar, Avrupa’da 1347-51, 1361-62 ve 1369 yıllarında büyük yıkımlara yol açmıştır.

1330’lu yıllarda bugünkü COVID-19 gibi Çin’de başlayıp oradan Orta Asya’ya ve Kırım’a ulaşan Kara Veba, Kırım’da ticari faaliyetlerde bulunan Cenevizliler eliyle deniz yolu üzerinden Avrupa’ya taşınmıştır. 1346-1347 aralığında Avrupa kıyılarına ulaşan Kara Veba, halkın başına bela olmuştur.

Bazı tarihçilere göre Kara Veba, Hindistan’da ortaya çıkmış, sonra Küçük Asya’ya, oradan da Sicilya’ya taşınmıştır. 1348’de İtalya’ya yayılan salgın bir türlü durdurulamamış ve hastalık kısa bir süre sonra İspanya ve Fransa’ya ulaşmıştır. 1349 yılında yayılımı devam eden hastalık, Fransa’dan İngiltere’ye, oradan Norveç ve Danimarka’ya geçmiş, aynı dönemde Portekiz, Avusturya ve Macaristan da bu hastalıktan etkilenmiştir. Salgının izleri, 1350 yılının yazında Almanya’nın merkezinde, Kuzey Polonya’da, İsveç ve Baltık liman kentlerinde; 1351 yılında ise Litvanya Courland ve Belarus’ta görülmüştür.

Kara Veba’nın Etkileri

Hiç kuşkusuz vebanın en önemli sonucu Avrupa’daki hızlı nüfus azalışıdır. Avrupa nüfusunun neredeyse 3’te 1’i oranında insanın ölümüne yol açmıştır. Tıp Tarihçisi J. F. K. Hecker, 1351 yılında Papa VI. Clement için kıtadaki ölü sayısı 23.840.000 olarak hesaplanmıştır der. Salgından yalnızca Avrupa değil; Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya devletleri de payına düşeni almıştır. Dünya genelinde yaklaşık 150 milyon insanın bu salgın nedeniyle öldüğü düşünülmektedir.

Nüfusun azalmasıyla birlikte Avrupa’da tarımsal üretimde ciddi aksaklıklar meydana gelmiş, iş gücü pahalılaşmış, şehir merkezlerindeki belli zengin kesimler dışında iş gücünü oluşturan halkın alt kesimlerinin de veba öncesine göre ekonomik durumu düzelmiştir. Vebanın yol açtığı yıkım, uluslararası ticareti de derinden sarsmıştır. Hem kara hem de deniz ticareti sekteye uğramıştır.

Veba neticesinde yaşanan kitlesel ölümler, Avrupa’da dinin ve dini otoritenin sorgulanmasına da sebep olmuştur. Zira halkın güvendiği kilise, salgının önüne geçilmesi noktasında hiçbir şey yapamamış, birçok rahip ya kaçmış ya da inancını yitirmiştir. Bu da dinde reformun ve hayatın pek çok alanında Rönesans’ın başlamasına yol açmıştır.

Sonuç olarak görülüyor ki Büyük Kıtlık gibi Kara Veba Salgını da Avrupa’nın demografik yapısını değiştirmiş; dini, siyasi, sosyal, kültürel ve iktisadi hayatı derinden etkilemiştir. Aralık 2019’da ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan günümüzün vebası Koronovirüs’ün neden olduğu COVID-19 Pandemisinin olumsuz etkileri, Kara Veba kadar olmasa da 21. yüzyıl insanının hayatının her alanında kendini göstermektedir. Ümidimiz odur ki aşı çalışmaları en kısa sürede başarıya ulaşsın ve insanlık olarak bu salgından hepimiz kurtulalım.

İzleme 290

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap