Kitap Önerisi: ŞİMDİ'NİN GÜCÜ Eckhart Tolle

Yine beyin ve bilinç açıcı, okuduğum ve bana farklı bakış açıları kattığını düşündüğüm bir kitap önerisi vermek istiyorum. Eckhart Tolle ruhsal ve kişisel gelişim konusunda kitapları olan bir öğretmen. İnsanın kendini bulma yolculuğunda mutlaka okumanız gereken yapıtaşı kitaplardan biri de 'Şimdinin Gücü' kitabı. Duygularımızı doğru anlayabilmek, alacağımız dersi alıp bizi yönlendirmelerine izin verip yola devam etmek için her anımızda doğru analizler yapabilmeliyiz. Kitaptan yaptığım alıntı da 'Bilinçlilik: Acıdan Kurtuluş Yolu' bölümü. Keyifli okumalar dilerim; sevgi ve saygılarımla..

Şimdi'de daha fazla acı yaratmayın;

Kimsenin yaşamı acıdan ve üzüntüden tamamen arınmış değil. Bu durumda bu onlardan kaçınmak yerine, onlarla birlikte yaşamayı öğrenme meselesi değil mi?

İnsanın çektiği acının büyük bir kısmı gereksizdir. O gözlemlenmeyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi yarattığınız bir şeydir.

Şimdi yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır. Düşünce düzeyinde, direnme bir yargı biçimidir. Duygusal düzeyde, o bir olumsuzluk biçimidir. Acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı direnmenin derecesine bağlıdır ve bu da zihninizle ne kadar güçlü bir biçimde özdeşleştiğinize bağlıdır. Zihin daima  Şimdi'yi yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. Bir başka deyişle, siz zihninizle ne kadar çok özdeşleşirseniz, o kadar çok acı çekersiniz.  Ya da onu şöyle koyabiliriz: Siz şimdi'yi ne kadar çok onurlandırır ve kabul ederseniz, acıdan, ıstıraptan ve egosal zihinden o kadar çok kurtulursunuz.

Zihin neden Şimdi'yi yadsıma ya da ona direnme alışkanlığındadır? Çünkü o - geçmiş ve gelecek olan- zaman olmadan işlev yapamaz ve kontrolü elinde tutamaz, böylece o zaman'sız sonsuz Şimdi'yi bir tehtid olarak algılar. Zaman ve zihin aslında birbirinden ayrılmaz.

Bir an, Dünya'nın insan yaşamından yoksun olduğunu, onun üzerinde sadece bitkilerin ve hayvanların bulunduğunu hayal edin. Sizce o hala bir geçmişe ve geleceğe sahip olur muydu? Bu durumda zamandan yine anlamlı bir biçimde söz edebilir miydik? Eğer orada"saat kaç" ya da "bugün günlerden ne?" diye soracak biri yoksa, bu sorular gerçekten anlamsız olacaklardı. Meşe ağacı ya da kartal böyle bir soru karşısında şaşırabilirdi. "Ne zamanı?" diye soracaklardı onlar. " Eh, elbette o şimdidir. Zaman şimdidir. Başka ne olabilir ki?"

Evet bizim dünyamızda işlev yapabilmek için zamana olduğu gibi zihne de ihtiyacımız var, ama bir an gelir, onlar bizim yaşamımızı ele geçirirler ve o noktada, işlev bozukluğu, acı ve ızdırap başlar.

Zihin, kontrolü elinde tutabilmek için, sürekli olarak şimdiki an'ı geçmiş ve gelecekle örtüp gizlemeye çalışır, ve böylece Şimdi'den ayrılmaz olan Var'lılığın canlılığı ve sonsuz yaratıcı potansiyeli zaman tarafından örtülürken, gerçek doğanız da zihin tarafından örtülür. Ağır zaman yükü gittikçe artarak insan zihninde birikir. Tüm bireyler bu yük altında ıstırap çekerler, ama onlar bu değerli anı görmezden geldikleri ya da yadsıdıkları veya onu sadece zihinde bulunan, aslında var olmayan gelecek bir an'a ulaştıracak bir vasıtaya indirgedikleri her seferinde bu yükü arttırırlar. Zamanın ortak ve bireysel insan zihninde birikimi ayrıca geçmişten büyük miktarda bir acı kalıntısı da barındırır.

Eğer artık kendiniz ve başkaları için acı yaratmak istemiyorsanız, eğer hala içinizde yaşamayı sürdüren geçmiş acının kalıntısını arttırmak istemiyorsanız, artık zaman yaratmayın, ya da en azından yaşamınızın günlük vehçeleriyle başa çıkmak için gerekli olandan daha fazla zaman yaratmayın. Zaman yaratmayı nasıl durdurabilirsiniz? Şimdiki anın sahip olduğunuz tek şey olduğunu derin bir biçimde idrak edin. Şimdi'yi yaşamınızın asıl odağı yapın. Daha önce zamanda yaşayıp Şimdi'ye kısa ziyaretlerde bulunurken, artık şimdi'de yaşayın ve yaşam durumunuzun günlk vehçeleriyle başa çıkmanız gerektiğinde geçmişe ve geleceğe kısa ziyaretlerde bulunun. Daima şimdiki ana evet deyin. Zaten var olan bir şeye karşı içsel olarak direnmekten daha abes ve anlamsız bir şey olabilir mi? Şimdi olan, daima şimdi olan yaşamın kendisine karşı çıkmaktan daha anlamsız birşey olabilir mi? Olana teslim olun. Yaşama "evet" deyin ve yaşamın nasıl birden -size karşı çalışmak yerine- sizin için çalışmaya başladığını görün.

İzleme 497

Gönderiye yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir! Giriş Yap